fated not to occur ne demek?

  1. Yatmak

yatmak

  1. Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak
  2. Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek.
  3. Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek.
  4. Hastalık sebebiyle yatakta kalmak
  5. Geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak
  6. Boş yere beklemek.
  7. İşlemez, çalışmaz durumda kalmak.
  8. Bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek.
  9. (en)Hit the hay.
  10. (en)Hit the sack.

fated

  1. Kaderde olan, alına yazılmış, kaçınılmaz, mahvolmaya mahkum

fate

  1. Vurmak. (Osmanlıca'da yazılışı: fat'e)
  2. Kader, takdir, kısmet, talih
  3. Ecel, helâk, ölüm
  4. Akibet, encam
  5. Kader, kısmet, alın yazısı, talih, akibet, felaket, son, ecel, felek, kader tanrıçası

not

  1. Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı
  2. Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
  3. Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.
  4. Bk. yazıntı
  5. Safhaları ve soruşturma aşamalarının kaydedilmesi suretiyle, hem kolluğun yaptığı faaliyetlerin mahkeme safhasında ispatlanmasını hem de aradan uzun zaman geçse bile en ufak ayrıntıların hatırlanmasını sağlayan bir doküman.
  6. Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.
  7. (en)Mark, degree.
  8. (en)Grade.
  9. (en)Note.
  10. (en)Mark.

to

  1. -e
  2. -e doğru, yönüne doğru, tarafına
  3. Ile
  4. -e kadar, -e değin, derecesine kadar
  5. -e dair
  6. -e nazaran, -e nispetle
  7. -e göre
  8. Hakkında, için
  9. Mak, mek (mastar edatı).
  10. -e dogru

Türetilmiş Kelimeler (bis)

fatedfatefate decreed otherwisefate has decidedfatefulfatfat as a pigfat bodyfat catfat cat syndromenotnot a bitnot a bloody soulnot a dogs chancenot a dregnot a fewnot a jotnot a littlenot a mite leftnot a patch onnono absorbable sutures materialsno accessno access to car decksno account
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın