fasikulat ne demek?
- Demet şeklinde olan.
- Kan emen eklem bacaklılarda, deriyi delmeye yarayan ağız kısımlarının bileşimi.
- Demet biçiminde olan.
- Fascicle, fasciculated.
- Fascicle.
- Fasciculée
- Fasciculus: küçük demet
demet
- Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu.
- Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon.
- Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu.
- Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam.
- Bitki veya çiçek destesi.
- Koşut doğrultuda yayılan ışın kümesi.
- Belirli bir yönde yol alan ışınım; özellikle ışındemeti ya da elektrondemeti.
- Kesim sıraları bozulmadan bir araya bağlanmış kaplama yaprakları.
- Bk. demet
- Bağlanarak oluşturulmuş deste.
fasikulus
- Belirli bir bölgeden uyarım taşıyan sinir uzantıları.
- Uzun heceli dokularda bulunan hücre demetleri.
- Fasciculus.
fasik
- Dinen yapılmaması emredilen şeyleri yapan kimse.
- Günahkar.
- Facir.
- Transgressor.