faint ne demek?
- Bitkin düşmek
- Bayılmak, solmak
- Donuk, belirsiz
- İsteksiz
- Baygınlık, bayılma
- Hali kalmamak
- Zayıf, baygın, gevşek
bitkin
- Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın
- Exhausted.
- Fagged.
- Groggy.
- Haggard.
- Jaded.
- Listless.
- Prostrate.
- Shot.
- Spent.
faint hearted
- Zayıf kalpli
- Cesaretsiz, korkak
- Ödlek, korkakça
- Korku dolu
- Çekingen
faint heartedness
- Korkaklık, ürkeklik, çekingenlik, cesaretsizlik