fırça yemek ne demek?
- Get a scolding.
get
- Satın almak
- Varmak, gelmek
- İdrak etmek, kavramak
- Canına okumak
- Almak, edinmek
- Yavru, hayvan yavrusu.
- Ele geçirmek elde etmek, tedarik etmek
- Yakalamak
- Getirmek, götürmek
- Hazırlamak
fırça yayı
- Fırçayı toplaç yüzeyine bastırarak tutan yay.
- Brush spring.
- Kollektorfeder
- Ressort du collecteur
fırça yuvası
- Fırçayı toplaç üzerinde tutan yuva.
- Brush holder.
- Bürstenhalter
- Portebalai
yemek
- Yeme, karın doyurma işi
- Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
- Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
- Ağızda çiğneyerek yutmak
- Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
- Isırmak.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
- Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
- Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fırça yayıfırça yuvasıfırça atmafırça atmakfırça bıyıkfırça çekmefırça çekmekfırçafırça darbesifırça dilligillerfırça gibifırça gibi sakalfırfır fırfır dönmekfır fırfırakyemekyemek alanlarıyemek artığıyemek artıklarıyemek asansörüyemek bilgisiyemek borusuyemek borusu bölütsel aplazisiyemek borusu çöküntüsüyemek borusu daralmasıyemeyeme de yanında yatyeme içmeyeme içme durağıyeme içme ve barındırma giderleri