extenuating circumstances ne demek?
- Hafifletici nedenler
hafifletici
- Hafifletme özelliği olan.
- Extenuating.
- Giving relief.
- Attenuating.
- Deadening.
- Palliative.
- Assuasive.
extenuating
- [extenuate] hafifletmek, mazur göstermek, hafife almak, ciddiye almamak
- -'ın ciddiyetini azaltan (bir faaliyetin veya suçun); yapılan hareketin ciddiyetini azaltmak için kısmen özürler veya sebepler sunan
extenuation
- Ciddiye almama
- Hafifletme, hafife alma
circumstances
- Zenginlik, varlık
- Şartlar, koşullar