except ne demek?
- Saymamak, hariç tutmak, ayrı tutmak
- Karşı çıkmak, itiraz etmek.
- -in dışında tutmak.
He excepted Harun from this. / Harun'u bunun dışında tuttu.
- Hariç tutmak, dışında tutmak, ayırmak, karşı çıkmak, itiraz etmek
except for
- Bir şeyin dışında, hariç
except for the fact that
- Bir yana