endişe ne demek?

  1. Tasa, kaygı

    Bütün çehrelere hemen bir durgunluk, hüzün, endişe çökerdi.

    R. H. Karay

    Bir kayıkta boş kalan son yere atlayıp Galata'ya geçerken kafası hem umut hem de endişeyle doluydu.

    İ. O. Anar
  2. Kuşku.
  3. Korku.
  4. Düşünce.

    Hiç olmazsa kızının okuma masraflarını çıkarmak endişesiyle yukarıdaki odalardan birini kiraya vermeyi düşünmüşlerdi.

    K. Bilbaşar
  5. Bk. kaygı
  6. Merak, keder, kuruntu.
  7. (en)Concern.
  8. (en)Fears.
  9. (en)Care.
  10. (en)Anxiety.
  11. (en)Worry.
  12. (en)Doubt.
  13. (en)Fear.
  14. (en)Agitation.
  15. (en)Angst.
  16. (en)Apprehension.
  17. (en)Disquiet.
  18. (en)Disquietude.
  19. (en)Disturbance.
  20. (en)Fret.
  21. (en)Inquietude.
  22. (en)Perturbation.
  23. (en)Preoccupation.
  24. (en)Qualm.
  25. (en)Scruple.
  26. (en)Solicitude.
  27. (en)Stew.
  28. (en)Suspense.
  29. (en)Uneasiness.
  30. (en)Apprehensiveness.
  31. (en)Inquietute.
  32. (en)Load.
  33. (en)Misgiving.
  34. (en)Oversolicitude.
  35. (en)Sweat.
  36. (en)Thought.
  37. (en)Unease.

kaygı

  1. (tıp) Genellikle kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik duygusu
  2. Bkz. anksiyete, endişe
  3. Üzüntü, endişe duyulan düşünce, gam, tasa
  4. Güçlü bir istek ya da dürtünün amacına ulaşamayacak gibi gözüktüğü durumlarda beliren tedirgin edici bir duygu.
  5. (en)Inquietude.
  6. (en)Perturbation.
  7. (en)Preoccupation.
  8. (en)Solicitude.
  9. (en)Fears.
  10. (en)Concern.

endişe eden

  1. (en)Uneasy

endişe etmek

  1. Tasalanmak, kaygılanmak.
  2. (en)Apprehend, worry, be anxious, fear.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

endişe edenendişe etmekendişe vericiendişeden bitkinendişei istikbalendişei mevtendişelenendişelendirendişelendiren konuendişelendirmekendişendiendifendif instructionendikasyonendikatör
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın