emptiness ne demek?
- Boşluk
boşluk
- Oyuk, çukur, kapanmamış yer.
- Kesinti, kopukluk.
- Boş geçen süre.
- Eksiklik, yoksunluk duygusu
- Yetersizlik
- İçinde hiçbir cisim bulunmayan, vakum.
- Bk. gedik
- Özdekten arınmış kapalı oylum.
- İçinde molekül ya da atom bulunmayan uzay; uygulamada, içindeki hava ya da gazı tümüyle boşaltılmış, son kertede alçak basınç bulunan uzay. (Bir radyo ışıtacında, eksiucun yaydığı elektronların, havanın ya da gazın atomlarıyla çarpışarak engellenmemesi için, bu ışıtaçta böyle birboşluk yaratılması gerekir).
- (I) Birbirine geçen parçaların ya da dişlilerin uymaması durumunda, arada oluşan açıklık.
emptied the bottle
- Şişeyi boşalttı, şişenin bütün içeriğini boşalttı
emptied the cup
- Bardağı boşalttı, bardağın bütün içeriğini boşalttı