emniyet ne demek?
- Güvenlik
Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar.
E. E. Talu - Güven, inanma, itimat
- Polis işleri.
- Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer.
- Bir araçta güven sağlayıcı parça.
- Bk. güvenlik
- (Emniyye
- Safety.
- Security.
- Reliability.
- Reliance.
- Police station.
- Credit.
- Safekeeping.
- Confidence.
- Trust.
- Belief.
- The police.
- The law.
- Surety.
- Protection.
- Check.
- Lock.
- Emergency.
- Safety catch.
- Guard.
- Back up.
- Faith.
güvenlik
- Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet.
- Devlet olarak örgütlenen bir toplumun düzen ve güvenirlik içinde bulunması durumu.
- Security.
- Tranquillity, security.
- Safety.
- Peace.
- Confidence.
- Back up.
- Security system.
- Maintien de l'ordre, sécurité
güvenlik
- Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet.
- Devlet olarak örgütlenen bir toplumun düzen ve güvenirlik içinde bulunması durumu.
- Security.
- Tranquillity, security.
- Safety.
- Peace.
- Confidence.
- Back up.
- Security system.
- Maintien de l'ordre, sécurité
emniyet ağı
- Bk. güvenlik ağı
- Safety net.
emniyet altına almak
- Korumak.
- To make safe, to secure.