emanet ne demek?
Kökeni: Arapça
- Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia
Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar.
S. Birsel - Bir kimse ile birine gönderilen şey.
- Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer.
- Can, ruh.
- Bk. vedia.
- Bk. koruyum
- 1. emniyet edilen kimseye bırakılan şey, eşya veya kimse. 2. osmanlı devletinde bazı devlet dairelerine verilen isim.
- Korunmak için birine veya bir yere bırakılan kimse.
- Can.
- Eminlik. İstikamet üzere bulunmak.
- Deposit.
- Security.
- Left-luggage office.
- Baggage room.
- Escrow.
- Custody.
- Person or thing entrusted to another's safekeeping.
- Trust.
- Checkroom for baggage.
- Entrusted to one's safekeeping.
- Charge.
- Check room.
- Consignation.
- Safe custody.
vedia
- Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet.
- Kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme.
- Saklama.
- Bk. inam bağıtı
- Saklanan nesne, saklama konusu.
- Bailment.
- Sth entrusted to another for safekeeping.
- Bailment agreement / contract.
emanet ata binen tez iner
- Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.
emanet bırakmak
- Bir şeyi veya bir kimseyi birine veya bir yere bir süreliğine bırakmak