ekşef ne demek?
- Açık nesne.
açık
- Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
- Engelsiz.
- Örtüsüz, çıplak.
- Boş.
- Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal.
- Aralığı çok.
- Çalışır durumda olan
- Kolay anlaşılır, vazıh
- Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi.
- Gelirin gideri karşılamaması durumu.
ekşem
- Doğuştan kusurlu olan. Burnu, kulağı kesik veya noksan doğan (adam).
ekşi
- Sirke veya limon tadında olan.
- Bu tadı veren şey.
- Uygunsuz, yakışıksız
- Ham petrol, nafta ve benzin de olduğu gibi fazla miktarda kükürt ve kükürt bileşikleri(merkaptan veya hidrojen sülfür gibi) içerme durumu.
- Sirke(asetik asit), limon(sitrik asit) gibi besinlerdeki temel tat.
- Acerb.
- Acid.
- Acrid.
- Rank.
- Sour.