egress ne demek?
- Çıkar yol
- Çıkış kapısı
- Çıkış müsaadesi.
- Çıkma, çıkış
- Tutulmanın sonu
- Çare
- Belirmek
- Çıkmak
çıkar
- Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
- Menfaat.
- Self.
- Capital.
- Expedience.
- Expediency.
- Grist to the mill.
- Number one.
- Stake.
- Convenience.
egressed
- Gitmiş
- Dışarı çıkmış
- Belirmiş
- Fırlamış
egression
- Çıkma, dışarı çıkma