egesel ne demek?
- Bolluk getiren.
- Ulu, kutlu.
- (bkz. ege)
- Ege-sel.
bolluk
- Bol olma durumu.
- Her şeyin bol olduğu zaman
- Fazlalık
- Her şeyin bol olduğu yer.
- Gerekli bütün malların sıkıntıya düşülmeksizin elde edilebileceği iktisadi durum.
- Her bir hücrede bulunan belli bir mRNA molekülü ortalama sayısı. Abundans.
- Gözlem veya örnekleme alanında bulunan bir türe ait bireylerin sayısal durumu, abundans.
- Lashings.
- Plenty.
- Stores.
ege
- Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse
- Yüce, büyük, ulu.
- Velî.
- Yaşça büyük, ulu
- Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her halinden sorumlu olan kimse.
- Sahip
- Yaşça büyük.
- Aegean.
egest
- Dışkılamak
- Sindirilmeyen gıda artıklarının bağırsaktan atılması
- Egest
- Boşaltmak, çıkarmak, tahliye etmek
egesta
- Tahliye edilen şey.
- Herhangi bir organdan dışarı çıkarılan artık madde
- Egesta
- Boşaltılan şey, çıkarılan şey.