ebu eyyub el ensari ne demek?
- asıl adı halid b. seyd'dir. sahabedendir. rasûlullah medine'ye geldiğinde ilk önce onun evinde misafir oldu. istanbul'a kadar gelip bizanslılarla savaştı
- (ar.) er. - asıl adı halid b. seyd'dir. sahabedendir. rasûlullah medine'ye geldiğinde ilk önce onun evinde misafir oldu. istanbul'a kadar gelip bizanslılarla savaştı.
ebu
- Baba, ata.
- Peder.
ebu ali sina
- (ibn sina). ali sina'nın babası anlamında. ünlü türk bilgini.
eyyub
- Dönen, tövbe eden, işlediği günahlar için pişman olan.
- (A.S.) : Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen İshak Aleyhisselam'ın oğlu olan Ays'ın evladından Eyyub Aleyhisselam, bir peygamber idi. Pek çok malı ve Şam tarafında çok mülkü vardı. Her makbul kulunu ve peygamberini Allah imtihana çektiği gibi onu da denedi. Cümle emlaki emvali elinden gitti. O yine şükretti. Hasta oldu, yine Rabbine şükrediyordu, sabrediyordu. Bedeninde yaralar açıldı, yine sabretti. Yaraları kurtlandı, yanına kimse varmaz oldu, yalnız bir zevcesi ona hizmet ederdi. O yine sabreder ve ibadetine devam eylerdi. (Kısas-ı Enbiya Cevdet Paşa)(Sabır kahramanı Hazret-i Eyyub Aleyhisselam'ın şu münacatı, hem mücerreb, hem tesirlidir.Hazret-i Eyyub Aleyhisselam'ın meşhur kıssasının hülasası şudur ki:Pek çok yara, bere içinde epey müddet kaldığı halde, o hastalığın azim mükafatını düşünerek kemal-i sabırla tahammül edip kalmış. Sonra yaralarından tevellüd eden kurtlar, kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i İlahiyyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri için, o vazife-i ubudiyete halel gelir düşüncesiyle kendi istirahatı için değil, belki ubudiyet-i İlahiyye için demiş: "Ya Rab! Zarar bana dokundu. Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime hale veriyor." diye münacat edip, Cenab-ı Hak o halis ve safi, garazsız, lillah için o münacatı gayet harika bir surette kabul etmiş. Kemal-i afiyetini ihsan edip enva-i merhametine mazhar eylemiş. L.)(Hz. Eyyub'un (A.S.) zahiri yara hastalıklarının mukabili, bizim batıni ve ruhi ve kalbi hastalıklarımız vardır. İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hz. Eyyub'dan daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz. Çünkü, işlediğimiz her bir günah, kafamıza giren her bir şübhe kalb ve ruhumuza yaralar açar. Hz. Eyyub'un (A.S.) yaraları kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdid ediyordu. Bizim manevi yaralarımız pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdid ediyor. O münacat-ı Eyyubiyeye o hazretten bin def'a daha ziyade muhtacız. L.) (Osmanlıca'da yazılışı: eyyûb)
el
- Batı Samileri'nin en önemli totemi
- Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümüne verilen ad.
- Sahiplik, mülkiyet.
- Kez, defa.
- İskambil oyunlarında kâğıt atma sırası.
- Yönetim, baskı, etki.
- Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü.
- Aracı, vasıta.
- Yabancı, yakınların dışında kalan kimse
- Ülke, yurt, il