eşitlemek ne demek?
- Eşit duruma getirmek.
- Cancel.
- Equate.
- To equalize.
- To make equal.
- To equal.
- Compensate.
- Equalize.
eşit
- Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi
- Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan (kimse)
- Niteliği, değeri, biçimi, görünüşü bir olan.
- Aynı düzeyde olan.
- The same.
- Is equal to.
- Replica.
- Identical.
- Analogous.
- Duplicate.
eşitleme
- Eşitlemek işi.
- Haddeleme işleminden önce, sıcaklık ve bileşimlerini birbiçimli yapmak için, tomruklara, uygun bir sıcaklıkta uygulanan ısıl işlem.
- Soaking.
- Equalization.
- Trempage
eşitleme çukur fırını
- İçinde, eşitleme işlemi yapılan, yere kazılmış çukur fırın, eşitleme çukuru diye de bilinir.
- Soaking pit furnace.
- Four à sous-sol