duygusal anımsama ne demek?
- Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun geçmişteki deneyimlerini, hazırladığı rolü doğru bir biçimde ortaya çıkarmasında kullanması. Örnek : Ünlü ingiliz oyuncusu Ellen Terry gençliğinde duyduğu kilise çanlarını anımsayarak ağlıyabiliyordu. Oyuncunun, bir melodiyi, bir sesi, bir yüzü anımsayarak rolündeki hareketleri ve konuşmayı saptaması.
Emotional memory.
duygusal
- Duygularla ilgili, duygulara dayanan, hissî.
- Duygunun ağır bastığı, duygunun aşırı etkilediği (eser veya insan).
- Ruhu duygulandıran, mantıktan çok duygulara dayanan ve bireyin duygu yönüyle yakından ilişkili olan.
Sensual.
Emotional.
Sentimental.
Affective.
Romantic.
Emotive.
Feeling.
duygusal benlik
- Bireyin değerlilik duygularını,benlik algısı,kendini gerçekleştirme kapasitesi ve duygusal zekayı geliştiren değişkenlerin gelişimini kapsar.
- Bireyin değerlilik duygularını,benlik algısını,kendini gerçekleştirme kapasitesi ve duygusal zekayı geliştiren değişkenlerin gelişimini kapsar.
anımsama
- Hatırlama.
- Bilinçsiz anı, hatıra.
- Önceden öğrenilmiş bir şeyi zihinde yeniden canlandırma.
Remembering.
To remember.
To recall.
Anamnesis.
Rememberance.