duygulanmış ne demek?
- Duygu edinmiş.
- Duygusu uyanmış.
duygu
- Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim.
- Ahlaki, estetik vb. şeyleri değerlendirme, onlara bağlanma yeteneği.
- Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik.
- Duyularla algılama, his.
- Önsezi.
- Duyulan, işitilen, hissedilen şey.
- Kimi nesne, olay veya kişilerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim, his.
- Belli bir uyaran karşısında genellikle güdü ve değerlerle ilişkili olarak belirip çoğu kez süreklilik ve tutarlılık gösteren, heyecandan daha zayıf bir uyarım biçimi.
- Feeling.
- Emotion.
duygulanma
- Duygulanmak durumu, tahassüs.
- İç salgı bezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler gösterme.
- İç salgı bezlerini de kapsayan türlü etkiler altında duygusal tepkiler gösterme.
- Affectivity, emotion.
duygulanmak
- Bir olay, bir görünüm karşısında birdenbire güçlü duyguların etkisinde kalmak.
- To be moved.
- To be affected.
- To be touched.
- Touch.