durultmak ne demek?
- Duru duruma getirmek.
- To clarify.
- To make clear.
- To clear.
- To clean.
- To fine.
- To cleanse.
- To settle.
- To purify.
- To refine.
- To filter.
- To defecate.
- To decant.
- To percolate.
- To depurate.
duru
- Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak.
- Pürüzsüz ten.
- Arınmış, karışık olmayan dil, üslup.
- Değişkenlerin değerleri verildiğinde, dizgenin kesinlikle tanımlanan belirlidurumu.
- Bir kadın adı.
- Temiz, berrak, saf.
- Savaşta giyilen zırhlar, cevşenler, çelik elbiseler.
- State.
- Limpid.
- Clear.
durultma
- Durultmak işi.
- Settling.
durultma clarification
- Çökebilir nitelikteki yüzen katı maddelerin çökeltme, havalandırma ve süzme yoluyla atık sudan ayrılması.