durmadan konuşmak ne demek?
- Run on.
run
- III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri.
- Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri.
- Koşmak
- Gidip gelmek (arasında)
- Talep, rağbet
- To go swiftly; to pass at a swift pace; to hasten.
- To flee, as from fear or danger.
- To steal off; to depart secretly.
- To contend in a race; hence, to enter into a contest; to become a candidate; as, to run for Congress.
- To pass from one state or condition to another; to come into a certain condition; often with in or into; as, to run into evil practices; to run in debt.
durmadan
- Ara vermeden, kesintisiz, sürekli
- Always.
- Away.
- Consistently.
- Steadily.
- Steady.
- Together.
- All the time.
- On and on.
- Continuously.
durmadan artmak
- Spiral up.
konuşmak
- Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak.
- Belli bir konudan söz etmek
- Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
- Söylev vermek, konuşma yapmak.
- Konuşma dili olarak kullanmak.
- Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak.
- İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek.
- Flört etmek.
- Speak to.
- Confab.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
durmadandurmadan artmakdurmadan çalışmakdurmadan değişendurmadan doğurmakdurmadan fikir değiştirmedurmadan karışmakdurmadan reklamını yapmakdurmadan rica etmekdurmadan vermekdurmadurma bacağıdurma evresidurma ışıtacıdurma kodukonuşmakkonuşmakonuşma aygıtıkonuşma azalımıkonuşma biçimindekonuşma borusukonuşkonuşamazlıkkonuşankonuşan bebekkonuşan kimse