duraksamak ne demek?

  1. Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek

    Silahına karşılık ilk kurşun yüzünü seğirterek geçince duraksadı.

    R. H. Karay
  2. (en)Balk.
  3. (en)Falter.
  4. (en)Hesitate.
  5. (en)Waver.
  6. (en)To hesitate.
  7. (en)To falter.
  8. (en)To waver tereddüt etmek.
  9. (en)Blow hot and cold.
  10. (en)Demur.
  11. (en)Haver.
  12. (en)Oscillate.
  13. (en)Pause.
  14. (en)Vibrate.
  15. (en)Whiffle.

duraksama

  1. Duraksamak durumu, tereddüt
  2. (en)Hesitation.
  3. (en)Hesitation tereddüt.
  4. (en)Demur.
  5. (en)Hesitancy.

duraksama noktası

  1. Bk. kesme noktası
  2. Belirli bileşimdeki bir yapıda, faz dönüşümünün oluşumu sırasında beliren ısıl duraksamanın olduğu sıcaklık.
  3. (en)Arrest point.
  4. (fr)Point de transformation

Türetilmiş Kelimeler (bis)

duraksamaduraksama noktasıduraksama noktasiduraksama sıcaklığıduraksamadan yap
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın