duraksama ne demek?
- Duraksamak durumu, tereddüt
- Hesitation.
- Hesitation tereddüt.
- Demur.
- Hesitancy.
duraksamak
- Ne yapmak veya ne demek gerektiğini kestiremeyerek duraklamak, tereddüt etmek
- Balk.
- Falter.
- Hesitate.
- Waver.
- To hesitate.
- To falter.
- To waver tereddüt etmek.
- Blow hot and cold.
- Demur.
duraksama noktası
- Bk. kesme noktası
- Belirli bileşimdeki bir yapıda, faz dönüşümünün oluşumu sırasında beliren ısıl duraksamanın olduğu sıcaklık.
- Arrest point.
- Point de transformation
duraksama noktasi
- Arrest point