drow the long bow ne demek?
- Abartmak, atıp tutmak
drown
- Dağıtmak
- Su altında bırakmak
- Boğmak
- Suda boğulmak
- Suda boğmak
- Su altında bırakmak, batırmak
- Bastırmak (keder, üzüntü)
- Out ile gürültü ederek bir sesin işitilmesine engel olmak
drown out
- Sesini bastırmak, sesle bastırmak
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
long
- Çok, uzun zaman
- Istemek, can atmak
- Uzun
- Uzun süren, yorucu
- Arzu etmek, özlemini çekmek, gözlemek, hasret kalmak
- Çok istemek, arzulamak, hasretini çekmek, özlemek
- Müddetince, müddetine kadar, çok vakit, çoktan.
- Mesafece uzun
- Çok, pek: geç
- Alışılmıştan uzun