dolma moloz duvar ne demek?
- Coffer work
coffer
- Tavan süslemek
- Sandık, kasa, kutu
- Hazine, para
- Girintili ve tahta kaplama tavan panosu
- Sandığa veya kutuya koymak
- Sandığa veya hazineye yatırmak (para)
- Kutuya benzer şekillerle süslemek
dolma
- Dolmak işi.
- Tavuk, kuzu gibi hayvanların veya biber, domates vb. sebzelerin içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek.
- Doldurularak yapılan.
- Yalan, hile, dalavere.
- Sığ bir göl ya da körfezin, dışgüçlerin taşıdığı özdeklerle dolup kara durumuna gelmesi.
- Filling.
- Solid.
- Stuffed.
- Stuffed vegetables.
- Reclaimed bank.
dolma biber
- Dolma yapmaya uygun, büyük biber türü, dolmalık biber.
moloz
- Toprak ve kireçle karışık taş kırıntıları, yapı döküntüsü.
- Değersiz, işe yaramaz şey veya kimse.
- Yapılardan artan veya viranelerden çıkartılan ufak taşlar.
- Debris.
- Good-for-nothing person.
- Debris (of stone or stonelike material.
- Back fill.
- Ballast.
- Dross.
- Dirt.
duvar
- Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem.
- Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel
- Sonuç alınamayan yer.
- Engel.
- Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma.
- Mural.
- Wall.
- Dike.
- Barrier.
- Enclosure.