dizilemek ne demek?
- Dizi durumunda sıralamak.
- To arrange in a row.
dizi
- Dizi film.
- Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra.
- Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri
- Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra.
- Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma.
- Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler.
- Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı.
- Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü.
- Film.
- Oturma yeridizisi.
dizileme
- Kurguya hazırlık olmak üzere, bir gün içinde birikmiş çekimlerin değişik çevirimlerini ve bunlarla ilgili ses kuşaklarını bir araya getirme.
- Assembly, shot assembly, first assembly, rough assembly, daily assembly.
- Tägliches Ausmustern von Aufnahmen, Musterzusammenstellen, Vormontage, Rohschnitt, Schnittrolle
- Assemblage, groupage, montage premier positif
dizileme grameri
- Bkz. Gramer.