dize getirmek ne demek?
- Kendisine karşı geleni yenerek buyruğuna uyacak duruma getirmek.
- Bring to heel.
dize gelmek
- Baş eğmek, boyun eğmek.
- Come to heel.
dize
- Şiirin satırlarından her biri, mısra
- şiirin satırlarından her biri, mısra
- Line of poetry.
- Verse.
- Line mısra.
- Line.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.