disjointed way ne demek?
- Tutuk
tutuk
- Akıcı, rahat konuşamayan.
- Eski işlevini göremez duruma gelmiş
- Kısılmış, tutulmuş, kesik
- Kapalı, tıkalı.
- Sıkıntılı
- Durgun, çekingen, sıkılgan.
- Tutuklu.
- Olması gereken gibi olmayan
- Efsun, büyü.
- Rehin, tutu.
disjointed
- İpe sapa gelmez
- Ayrılmış
- Parçalarına ayrılmış
- Dağınık
- Kopuk, tutarsız
disjointedly
- Parçalanmış bir şekilde, bağlantısız bir şekilde
- Ayrı bir şekilde, ayrılmış bir biçimde
way
- Davranış tarzı
- Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
- Yol, tarik
- Yön, yan, taraf, cihet
- Yer
- Mesafe
- Usul, tarz
- Husus
- Adet, itiyat, huy
- Hal, durum, halet