discontiguous ne demek?
- Bitişik olmayan, ayrık
bitişik
- Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış veya yan yana olan
- Yandaki
- Yandaki ev, komşu
Coterminous.
Neighbouring.
Adjacent.
Contiguous.
Joining.
Touching.
Next to.
discontinious
- Süreksiz
discontinuance
- Kesilme, son verme
- Vazgeçme
- Ara, duraklama