diri ne demek?
- Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı
Senin ölün değil, bana dirin lazım.
Ö. SeyfettinDuydum, görmedimse de hortlayan ölüleri / Fakat hortlak diriden kimin vardır haberi?
Faruk Nafiz Çamlıbel - Güçlü, zinde.
- Solmamış, pörsümemiş.
- Gereği kadar pişmemiş.
- Yaşamakta olan, canlı.
- Taze.
- Zengin, varlıklı.
Alive.
Live.
Youthful.
Living.
Fresh.
Energetic.
Lively.
Sharp.
Vigorous.
Undercooked.
Rare.
Humming.
Sappy.
diri diri
- Canlı canlı, taptaze
- Canlı olarak
Alive.
diri diri yakılmak
Perish at the stake.