direkt baskı ne demek?
- Direct printing
direct
- Yöneltmek
- Yönlendirmek
- Yönetmek, idare etmek
- Direktif vermek, komuta etmek
- Emretmek
- Bkz. direkt
- Doğrudan doğruya, vasıtasız, araçsız
- İdare etmek, tanzim etmek
- Atfetmek
- Göstermek, aydınlatmak, irşat etmek, tevcih etmek, yöneltmek, çevirmek, doğrultmak
direkt bilirubin
- Direct bilirubin
direkt bölünme
- Amitoz.
- Amitosis.
baskı
- Bir eserin basılış biçimi veya durumu
- Bası sayısı.
- Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri.
- Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı.
- Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm
- Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres.
- Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu.
- Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres.
- Tutma görevi alınan karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacı ile uygulanan yakın savunma türü.
- T. Basıp sıkacak, tazyik edecek şey. Sıkı tazyik.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
direkt bilirubindirekt bölünmedirekt amortismandirekt aramadirekt arayabilir miyimdirektdirekt çarpımdirekt destek topçusudirekt ekstraksiyon yöntemidirekt embolidirekdirek antenidirek direk bağırmakdirek gibidirek kuplajbaskıbaskı ağırşağıbaskı altına alınmış enflasyonbaskı altına alınmış talepbaskı altına almakbaskı altındabaskı altında kalmabaskı altında olanbaskı altında olmakbaskı altında tutmakbaskbask inbask in the sunbask kabilesinden kimsebaskak