baskı ne demek?
- Bir eserin basılış biçimi veya durumu
Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı.
A. Ş. Hisar - Bası sayısı.
- Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri.
- Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı.
- Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tahakküm
Politik baskıların yanı sıra daha başka yasaklara da bağlıydık.
N. Cumalı - Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres.
- Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu.
- Top oyunlarında karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu, pres.
- Tutma görevi alınan karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacı ile uygulanan yakın savunma türü.
- T. Basıp sıkacak, tazyik edecek şey. Sıkı tazyik.
- Majorant.
- Stress.
- Press
- Typographic.
- Edition.
- Print.
- Printing.
- Press.
- The press.
- Oppression.
- Pressure.
- Restraint.
- Discipline.
- Arm-twisting.
- Coaction.
- Coercion.
- Compulsion.
- Constraint.
- Crackdown.
- Crush.
- Duress.
- Force.
- Heat.
- Impression.
- Leverage.
- Repression.
- Screw.
- Squeeze.
- Issue.
- Transfer.
- Imprint.
- Number of copies printed.
- Bailing press.
- Stamp.
- Compression.
- Brake.
- Squeezing.
- Squeezer.
- Set hammer.
- Mintage.
- Punch.
- Swage block.
- Actual coercion.
- Implied coercion.
- Majorante
- Majorante
baskı ağırşağı
- Kavrama ve baskı yaylarının itme gücünden yararlanarak, kavrama ağırşağını düzentekerin iç yüzeyine bastırıp sıkıştıran ortası delik yuvarlak parça.
- Pressure plate.
- Anpressplatte
- Plateau de pression d'embrayage
baskı altına alınmış enflasyon
- Bk. bastırılmış enflasyon