diktirmek ne demek?
- Dikme işini yaptırmak
Ağaçları aşılatmış, yeni fideler diktirmiştir.
T. Buğra - To have sth sewn / planted / erected.
dikme
- Dikmek işi.
- Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri.
- Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
- Ağaç, direk.
- Fidan, yeni dikilmiş fidan.
- Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna.
- Dikey olan doğru veya düzlem, amut.
- Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
- Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
- Yüksek atlamalarda, aşılması gereken çıtayı taşıyan ayakların konduğu direklerden her biri.
diktirme
- Diktirmek işi.
diktirtme
- Diktirtmek işi.