dikleştirmek ne demek?
- Dik duruma getirmek
Müfettiş bey, oturuşunu daha da dikleştirdi.
T. Buğra - Sert duruma getirmek.
- To erect.
- To harden.
- To make sth steep.
- Steepen.
dik
- Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan
- Eğimi dike yakın olan
- Yatık durmayan, sert.
- Sert, kalın, tok (ses)
- Sert (bakış).
- Ters, aksi (söz).
- Kaba, yersiz (davranış)
- Birbirine dikey olan doğrulardan oluşmuş.
- Bk.dikme.
- Yatay bir düzleme göre yerçekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan.
dikleştirme
- Dikleştirmek işi veya durumu.
dikleştirmemek
- (neg. form of dikleştirmek) steepen, draw up, make perpendicular.