diffuser ne demek?
- Difüzör, yayıcı, ışık saçıcı, eşit olarak ışık yayan cihaz; bir hava akımının geniş bir alana dağıtılması için kullanılan cihaz; ışık yumuşatma ekranı
- Yayindirici
diffuser lens
- Dagitici mercek
diffuse
- Yaymak.
- Karıştırmak.
- Dağıtmak.
- Nüfuz etmek.
- Dağınık, yayınık, difüzyona uğramış.
- Zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan.
- Dağıtmak, dağılmak, yayılmak; dökmek; karıştırmak; nüfuz etmek
- Ayrıntılı, mufassal
- Çok söz kullanan
- Geniş, yaygın, yayılmış, vâsi