didar ne demek?
Kökeni: Farsça
- Görüş kuvveti.
- Açık meydanda.
- Görme, görüşme.
- Yüz, çehre.
- Mülakat, görüş.
görüş
- Görme işi
- Benzerlerinden ayıran özellik, konsept.
- Gözle bir şeyi algılama yetisi.
- Cezaevi ve hastanede yapılan ziyaret.
- Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir.
- Bkz. görme
- Olaylar, düşünceler ya da nesneler üzerinde geliştirilen anlayış, değer ve yargı.
Conception.
Visual.
Optic.
didarı hürriyet
- Hürriyetin güzel yüzü. (Osmanlıca'da yazılışı: didar-ı hürriyet)
didarı pak
- Temiz yüz. (Osmanlıca'da yazılışı: didar-ı pâk)