diş ne demek?
- Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri.
- Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı.
S. F. Abasıyanık - Sarımsak dilimi ve karanfil vb. dişe benzetilen şeylerde tane.
- Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.
- Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar.
- Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ya da ağız duvarında taşıdıkları sert yapılar.
- Bk. diş
- Testerelerde kesmeyi sağlayan çıkıntı.
- Işli birleştirmelerin temel elemanı.
- Çene kemiklerinde yerleşmiş, alınan gıdaların parçalanmasını ve öğütülmesini sağlayan sert yapılar, dens.
Dens.
Dental.
Teeth.
Joggle.
Tine.
Tooth.
Indent.
Ward.
Thread.
Clove.
Dentation.
Broach.
Heading.
Snag.
Mesh.
Tusk.
Crown.
Set-off.
Leaf.
Tumbler.
Prong.
Wiper.
Notch.
Back joint.
Grinder.
Zahnform,- Zinken
Dent
diş
- Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri.
- Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
- Sarımsak dilimi ve karanfil vb. dişe benzetilen şeylerde tane.
- Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm.
- Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar.
- Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ya da ağız duvarında taşıdıkları sert yapılar.
- Bk. diş
- Testerelerde kesmeyi sağlayan çıkıntı.
- Işli birleştirmelerin temel elemanı.
- Çene kemiklerinde yerleşmiş, alınan gıdaların parçalanmasını ve öğütülmesini sağlayan sert yapılar, dens.
diş abanığı
- Dilin dişlere abanmasıyla çıkan abanık.
Consonne dentale
diş açma
Indention, indenture.