destan ne demek?
Kökeni: Farsça
- Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope.
- Hikaye, kıssa.
- Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri.
- Çağdaş Türk edebiyatında biçim ve içerik yönünden, geleneksel destanlardan ayrılık gösteren uzun kahramanlık şiiri.
Çanakkale Destanı.
- Kahramanlık öykülerine verilen isim
- Bkz. anlatı
- Bk. kutkoşuk
- Hile, mekr, tenvir.
- (Dest. C.) Eller.
- Epic.
- Epopee.
- Epos.
- Saga.
- Epic poem.
- Song.
anlatı
- Ayrıntılarıyla anlatma.
- Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, hikâye etme, tahkiye.
- Anlatılacak şey.
- Narration.
- Narrative.
- Short story.
- Story.
destan filmi
- Sinemada destan türünün özeliklerini taşıyan film. Toplumların ulusa dönüşümü, bu dönüşüm sırasındaki uğraşıları, bu uğraşılarda öne çıkan kahramanları konu alan; birbirine karşıt güçler arasındaki çatışmaları yansıtan; insan ile çevresi arasındaki ilişkileri veren destan türünün sinema özelliklerine uydurulmuş biçimi: Üstün güçlü, yiğit, atılgan, açık yürekli, içinden çıktıkları toplumun özlemlerini simgeleyen kahramanlar; bu kahramanların çapına uygun karşıt güçler; tehlikelerle dolu, uçsuz bucaksız çevre; coşkulu, korkulu, gergin bir hava; soluk kesecek olaylar, kanlı çatışmalar, vb. bu çeşit filmlerin başlıca özellikleridir.
- Epic film.
- Epischer film
- Film épopée
destan gibi
- Uzun yazılmış (mektup).
- Very long.