derinleşmek ne demek?
- Derin duruma gelmek
Akşamları derinleşen duygularım vakarlı ve içli lisanıyla konuşmaya başlardı.
A. Ş. Hisar - Ses kaynağı uzaklaşarak az duyulur duruma gelmek
Şimdi uzaklaşan yörük hayvanlarının derinleşen çıngırak seslerini işitiyor.
Ö. Seyfettin - Bir konuda köklü, sağlam bilgi edinmek, bilgisini genişletmek.
- Deepen.
- To deepen.
- To become deep.
- To get deep.
- To specialize in (a field of study.
derin
- Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- Yüzeyden içeri inen.
- Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan.
- Yoğun
- Uzun süren
- Ayrıntıya önem verilerek hazırlanan
- İçten gelen.
- Uyanılması güç, ağır (uyku).
- yüzeyi tabanından uzak olan
- Çok gelişmiş, çok ilerlemiş.
derinleşme
- Derinleşmek durumu.
derinleşmemek
- (neg. form of derinleşmek) deepen.