dank etmek ne demek?
- Nihayet anlayabilmek. Bir olay sebebiyle birden ayılmak, doğruyu anlamak.
Onu içine düşürdüğüm kötü durum da böylece kafama dank etmiş oldu.
A. Ağaoğlu Dawn on, bear in upon smb.
dank rutubetli
- Nemli
dank
- (Dunuk) Darlık, dıyk.
Moist, clammy and wet.
- Yaş, nemli, rutubetli, Islak, küf kokulu.
- Islak, nemli, yaş, rutubetli; küf kokulu
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.