dan dun ne demek?
- Karşılıklı atılan silahların sesi.
- Bang!Bang! (imitating the sounds of shooting).
dan dun konuşmak
- Yerli yersiz, ileri geri konuşmak.
dan dan
- Kaba, kırıcı.
- Kaba, kırıcı bir biçimde.
- Dingdong.
dun
- Alçak, aşağı, aşağılık.
- Aşağı, alçak. Kolay. Zayıf. Gölgeli. Aşağılık. Altta, aşağıda. (Osmanlıca'da yazılışı: dûn)
- Kuru tuzlanmış balıklarda küflerin özellikle Sporendonema spp.'nin oluşturduğu kahverengileşmeyle görülen bozulma.
- Mound or small hill.
- To cure, as codfish, in a particular manner, by laying them, after salting, in a pile in a dark place, covered with salt grass or some like substance.
- To ask or beset, as a debtor, for payment; to urge importunately.
- One who duns; a dunner.
- An urgent request or demand of payment; as, he sent his debtor a dun.
- Not keen in edge or point; lacking sharpness; blunt.
- Not bright or clear to the eye; wanting in liveliness of color or luster; not vivid; obscure; dim; as, a dull fire or lamp; a dull red or yellow; a dull mirror.