dalaşmak ne demek?
- Kavga etmek, sataşmak
- Ağız kavgası etmek
Günün birinde hain bir kedi bir kuyruk parçasını kapıp kaçmış, o da bunun için günlerce karısıyla dalaşmış.
R. N. Güntekin - Köpekler boğuşup birbirini ısırmak.
- To fight savagely.
- To quarrel violently.
- Bandy.
- Stir about.
- Tangle.
kavga
- Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa
- Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele.
- Savaş.
- Fight.
- Fighting.
- Quarrel.
- Dispute.
- Brawl.
- Strife.
- Brawling.
dalaşma
- Dalaşmak işi veya durumu, dalaş
- Fight, battle; quarrel.
dalaşmamak
- (neg. form of dalaşmak) wrangle.