dakiklik ne demek?
- Dakik olma durumu.
- Bk. doğruluk
- Punctuality, promptness, promptitude, preciseness, precision, niceness, rigor, rigour [Brit.].
dakik
- Düzenli işleyen, aksamayan.
- Zamanı kullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren.
- (Ekseri manevi manalar için) Pek ince. Nazik. Ufak.
- Punctual.
- Precise.
- Minute.
- Exact.
- Nice.
- Prompt.
- Refined.
doğruluk
- Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet
- Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması.
- Ölçülen bir büyüklüğün, doğru veya doğru olduğu kabul edilen değerle, bir analitik sonuç arasındaki yakınlığın bir ölçüsü; bu yakınlık hata cinsinden ifade edilir.
- Kendilerine test uygulanan kimselerin sayısı ile doğru olarak yanıtlanan test maddeleri sayısı arasındaki oran.
- Test puanlarında yanlış bulunmaması durumu.
- Candour.
- Correctitude.
- Correctness.
- Directness.
- Evenness.
dakik
- Düzenli işleyen, aksamayan.
- Zamanı kullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren.
- (Ekseri manevi manalar için) Pek ince. Nazik. Ufak.
- Punctual.
- Precise.
- Minute.
- Exact.
- Nice.
- Prompt.
- Refined.
dakik olarak
- Prompt.