doğruluk ne demek?
- Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet
Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu?
N. Cumalı - Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması.
- Ölçülen bir büyüklüğün, doğru veya doğru olduğu kabul edilen değerle, bir analitik sonuç arasındaki yakınlığın bir ölçüsü; bu yakınlık hata cinsinden ifade edilir.
- Kendilerine test uygulanan kimselerin sayısı ile doğru olarak yanıtlanan test maddeleri sayısı arasındaki oran.
- Test puanlarında yanlış bulunmaması durumu.
Candour.
Correctitude.
Correctness.
Directness.
Evenness.
Exactitude.
Faithfulness.
Fidelity.
Integrity.
Justice.
Justness.
Precision.
Probity.
Propriety.
Righteousness.
Truth.
Validity.
Rightness.
Fairness.
Orthodoxy.
Rightfulness.
Veracity.
Verity.
Virtue.
Uprightness.
Accuracy.
Exactness.
Authenticity.
Rectitude.
Honesty.
Truthfulness.
Straightness.
Straightforwardness.
Candor.
doğruluk araştırması
- İşletme çalışmalarının sayışım sonuçlarına uydurulması.
Research operation.
Opération de recherche
doğruluk çizelgesi
- Bir bileşik önermenin, yalınç bileşenlerinin bütün değerlemelerine karşılık aldığı doğruluk değerlerini gösteren çizelge. Krş.. temeldoğruluk çizelgesi.
Truth table.
Tableau de vérité