dışarı ne demek?
- Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı
Dışarıda yağmur yağıyor.
S. F. Abasıyanık - Kişinin konutundan ayrı olan yer
Dışarıda, çocuklar birdirbir oynamaya dalmışlardı.
A. İlhan - Yurt dışı
Dışarıyla iyi geçiniyorduk, Yunanlılarla az kalsın birleşecek kadar sıkı fıkı idik.
B. Felek - Dışa, dış çevreye
Artık komutanlardan başka hiç kimse dışarı çıkmazdı.
A. İlhan - Outside of.
- Forth.
- Outside.
- Exterior.
- Clear.
- Abroad.
- The outside.
- Outdoors.
dışarı akan
- Effluent.
dışarı akan madde
- Effluent.