düşmanlık ne demek?
- Düşman olma durumu.
- Düşmanca duygu veya davranış, yağılık, hasımlık, adavet, muhasamat, husumet, antagonizm
Bana karşı her tavrında bir düşmanlık seziyorum.
Y. K. Karaosmanoğlu - Canlının, engellenme karşısında başka birine karşı kırıcı ya da yok edici duygular beslemesi durumu.
- Enmity.
- Antagonism.
- Hatred.
- Animosity.
- Bad blood.
- Hostility.
- Opposition.
- Animus.
- Dead-set.
- Feud.
- Venom.
- Virulence.
düşman
- Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
- Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
- Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
- Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.).
- Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse.
- Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse.
- Enemy.
- Antagonistic.
- At enmity with.
- Inimical.
düşmanlık etmek
- Kötülük etmek.
düşmanlık gütmemek
- Bear no enmity.