düşünme ne demek?
- Düşünmek durumu, tefekkür.
Yedi yıl önceki o ayları düşünmeme zaman kalmıyor.
A. Ağaoğlu - Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu.
- Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisi.
- Zihnin bir konuyla ilgili bilgileri karşılaştırarak, aralarındaki bağlantıları inceleyerek bir yargıya ya da karara varma etkinliği.
- Zihinden geçirme ya da zihin yoluyle arayıp bulma.
- Tasarlama, anımsama.
Thinking.
Thought.
Consideration.
Cerebration.
Cogitation.
Drift.
Reck.
Argument.
Advisement.
Introspection.
Contemplation.
Reasoning.
Reflection.
Study.
Think.
Think tank.
düşünmek
- Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek
- Aklından geçirmek, göz önüne getirmek
- Zihniyle arayıp bulmak.
- Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak.
- Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek
- Tasarlamak.
- Tasalanmak, kaygılanmak.
- Farz etmek.
Think.
Give thought to.
düşünme biçimi
- Değişik içeriklerden bağımsız olarak düşünce bağlantılarının mantıksal biçimi.
- (Kant'ta) Bir şey üzerine düşünmenin temel biçimleri: -> kategoriler.
düşünme ile ilgili
Dianoetic