dökünmek ne demek?
- Kendi üstüne dökmek.
- Rahat bir kıyafet giymek.
- /y/ to throw (water) over oneself, douse oneself (with water).
kendi
- İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat
- Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz.
- Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirten bir söz
- "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılan bir söz.
- Of one's own.
- Self.
- Auto-.
- Respective.
- Herself.
- Himself.
dökünme
- Dökünmek işi.
döküntü
- Bkz. erüpsiyon, eksantem
- Dökülmüş, saçılmış şeyler
- Bir topluluktan geri kalmış kimseler.
- Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk vb. belirti.
- Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi.
- Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı.
- Değersiz, bayağı, ayak takımından olan kimse
- İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat
- Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer.
- Dağ eteklerinde köşeli taşlar ve daha ince öğeli özdeklerin karışımından oluşan yığıntılar.