dökülmek ne demek?
- Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü.
S. F. Abasıyanık - Kumaş dökümlü olmak.
- Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak.
- Düşmek
Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik.
Z. Selimoğlu - Çıkmak, ortaya konulmak
Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu.
R. N. Güntekin - Kaplamak, yayılmak
Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor.
M. Ş. Esendal - Salınmak, serbest bırakılmak
Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı.
H. Taner - Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü.
S. F. Abasıyanık - Be poured.
- Fall into.
- Fall out.
- Fall off.
- Pour forth.
- Pour out.
- Spill.
- Fall into decay.
- Go to pieces.
- Feel cheap.
- Come off.
- Course.
- Disembogue.
- Disgorge.
- Drape.
- Empty.
- Fall.
- Flow.
- Molder.
- Moulder.
- Rub off.
- Run down.
- Slop over.
- Teem.
- Slop.
- To spill.
- To pour.
- To slop.
- To be shed.
- To be cast.
- To fall into ruin.
- To disintegrate.
- To flow into.
- To spill over.
- To be poured out.
- To be spilled.
- To be thrown away.
- To get old and shabby.
- To be tired.
- To be in a miserable state.
- To drop.
- To fall.
- To flow.
- To run.
- To crumble.
- To decompose.
- Peel, peel off.
- Pour.
- Trail.
dökülme
- Dökülmek işi.
- Pour.
- Outpour.
- Outpouring.
- Spilth.
- Fall.
- Dropping.
- Flow.
- Spillage.
- Disintegration.
dökülmemek
- (neg. form of dökülmek) be poured, fall into, fall out, fall off, pour forth, pour out, spill, fall into decay, go to pieces, feel cheap, come off, course, disembogue, disgorge, drape, empty, fall, flow, molder, moulder, rub off, run down, slop over, teem.