döşenmek ne demek?
- Döşeme işi yapılmak
Yılına kalmadı, hepsi düzeldi, döşenip donandı.
R. H. Karay - Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek.
- Uzun uzadıya ve yererek yazmak.
- To be furnished.
- To rebuke.
- To give sb a rap on the knuckles.
- To write a diatribe.
- To scold.
döşeme
- Döşemek işi.
- Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama
- Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat.
- Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri
- Taşıtların koltuk, taban, tavan vb. yerleri.
- Halk edebiyatında ve türkülerden önce söylenen, bazen tekerleme biçiminde olan uyaklı giriş bölümü
- Âşık gösterisinde saz faslı bittikten sonra, âşıkların başladığı düzyazı tekerleme. Burada âşık bilgiler de verir.
- Bir görünçlüğün döşenmesine yarayan eşya ve gereçler.
- Appointments.
- Floor.
döşenme
- Döşenmek işi.
döşenmemiş
- Unfurnished.