döşek ne demek?
- Yatak
Odadakileri uyandırmamak için yavaşça döşekten indi.
M. Ş. Esendal - Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci.
- Dövülmek üzere harman yerine serilen ekin sapları.
- Mattress.
- Ship's bottom.
- Day bed.
yatak
- Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek
- Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte.
- Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb.
- Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra.
- Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını.
- Bir şeyin çok bulunduğu yer.
- Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar.
- Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi.
- Bkz. katman, tabaka
- Filmin alıcı ve göstericide pencere önünden düzgün geçmesini sağlamak için yapılmış, film enine uygun dar geçit.
döşeke düşmek
- Yatağa düşmek.
döşekli
- Döşeği olan.
- Yalpası az olan yayvan gemi.
- Flat bottomed.