countercharge ne demek?
- Karşı suçlama.
- Karşı suçlamada bulunmak; karşı saldırıya geçmek
karşı
- Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi, yamaç
- Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı
- Ön, kat, huzur
- Bulunan yere göre önde, ileride olan.
- Karşıt, zıt, muhalif.
- Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.
- Karşılık olarak, mukabil
- İçin, hakkında
- Contrary.
- Opposed.
counterchange
- Karşılıklı değiştirmek, yerini değiştirmek; değiş tokuş etmek; yer değiştirilmesine neden olmak; çeşitlendirmek; renklendirmek, renk ile çeşitlendirmek
countercheck
- Tepki, reaksiyon; engel; tekrar kontrol etme
- Karşı koymak
- Bir daha kontrol etmek
- Engel
- Tekrar kontrol etme